Jump to ratings and reviews
Rate this book

Aylak Adam

Rate this book
Her şeye "karşı" duran, "karşı" çıkan, "karşı" olan bir adam... Aylak Adam... Bir adı bile yok. "C." diyor Yusuf Atılgan kısaca.

İnsan her şeye bunca "karşı"yken kendine de "karşı" olmadan nasıl sürdürebilir bir "karşı" yaşamı?

C., sıradanlığa, tekdüzeliğe, alışılmışın kolaycılığına hiç mi hiç katlanamıyor. Hem farklıyı hem doğru olanı arıyor. Çabasının boşuna olduğunun da farkında üstelik.

Zor bir karakter, zor bir yaşam, yalın bir roman.

155 pages, Paperback

First published January 1, 1959

Loading interface...
Loading interface...

About the author

Yusuf Atılgan

18 books497 followers
Yusuf Atılgan (27 June 1921, Manisa - 9 October 1989, İstanbul) was a Turkish novelist and dramatist, who is best known for his novels Aylak Adam (The Loiterer) and Anayurt Oteli (Motherland Hotel). He is one of the pioneers of the modern Turkish novel.

Atılgan is considered as one of the pioneers of the modern Turkish novel. His novels had a psychological style, digging into themes such as loneliness, questioning, meaning of life.

Atılgan finished middle school in Manisa, then high school in Balıkesir. He graduated in Turkish language and literature from İstanbul University. He finished his thesis titled Tokatlı Kani: Sanat, şahsiyet ve psikoloji under supervision of Nihat Tarlan. Atılgan then began teaching literature at Maltepe Askeri Lisesi in Akşehir. In 1946, he settled down at a village named Hacırahmanlı near Manisa where he took up writing. His novel Aylak Adam was published in 1959 which dealt with psychological themes such as loneliness, scope and possibility of love, meaning of life, seeking and obsession. This was followed in 1973 by Anayurt Oteli, which narrated the life of a hotel doorkeeper(named Zebercet) in an Anatolian town, with deep psychological examinations and touching themes such as sexuality and obsession. It gained further fame with a film based on the novel. In 1976, he began working in İstanbul as an editor and translator. With his wife Serpil he had a son in 1979 named Mehmet.

Atılgan died of a heart attack in 1989 while in the middle of writing a novel titled Canistan

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
8,160 (48%)
4 stars
5,796 (34%)
3 stars
2,165 (12%)
2 stars
524 (3%)
1 star
175 (1%)
Displaying 1 - 30 of 761 reviews
Profile Image for Oguz Akturk.
286 reviews581 followers
September 11, 2022
YouTube kitap kanalımda Yusuf Atılgan'ın kitaplarını filozof ve psikanalistlerle yorumladım: https://youtu.be/N7qPdz3QdlE

"Aylak Adam, boyuna gerçek bir sevgi arıyor. Bence aradığı sevgi dünyada yoktur." Yusuf Atılgan

Hepimiz hayatlarımızın bir döneminde de olsa mutlaka gerçek sevgiyi aramışızdır. Onu tek tutunacak dalımız yapmak istemişizdir, çünkü toplumda o kadar ikiyüzlü ve gülünç olan şeylerin yanında tutunmaya değer olan tek şey gerçek sevgidir. Fakat olmayan bir şeyi aramak da neyin nesidir?

Yusuf Atılgan olmayanı arayanlardan biriydi. Sırf bu yüzden o güne kadarki roman türlerine karşı çıkan Yeni Roman türünde eser vermeye başladı. Aslında 50li yıllarda Demokrat Parti ile gelen kentleşmenin etkilerinden sonra 60lı yıllarda dünyada anarşizm, hippicilik, doğallık gibi bireysel özgürlük akımlarının özellikle genç kuşağı etkilediği yıllardan bahsedersek şiirde İkinci Yeni ve romanda da Yeni Roman gibi akımların da nereden geldiğini biraz olsun anlayabiliriz.

Peki neden Yusuf Atılgan geçmişin romanına karşı çıkmak istedi? Neden C. adlı bir karakter tasarladı? Neden C nokta? Neden toplumun kalıplarına karşı çıkmak için savaştı?

Hegel’e göre yabancılaşma; insanın bireysel yaratıcılık ve bireyin kendisini tanıma sürecinin bir parçasıdır. Yani ne kadar içine dönersen toplumuna da doğal olarak o kadar tavır almış olursun. Biz de iç özümüzü, toplumumuzdan yabancılaştığımız kadar kendi entelektüel sürecimizi tanımamızın ürünü olarak Goodreads'i örnek gösterebiliriz. Aylak Adam'daki C. karakteri Goodreads'e katılmış olsaydı muhtemelen sürekli kitap okuma gruplarına katılırdı.

Şimdi, biraz daha derinlere inelim. Çünkü C. derin bir adam. Aylak olduğu kadar derin de...

Gerçekliğin varlığı, anlam vermeye dayanır; anlam verebilmek ise, anlam veren bir şeyi şart koşar. İşte bu anlam veren şey C. karakterine göre salt bilinçtir; salt bilinç sayesinde ona göre nesneler varolabilirler. C'nin arayışı da salt bilincinin özüdür, Anayurt Oteli'ndeki Zebercet'in yalnızlığı da onun salt özüydü misal. Canistan'daki Selim için de erkeklik ve kendi iktidarını kanıtlamak onun salt özüydü.

Husserl'ın fenomenolojisine göre, şeyler bizim dışımızda varolmaz, onların hepsi bilinçte kurulur. Roman kişileri nesnelerle olan ilişkilerinden dolayı orada bulundukları için kim oldukları ve ne oldukları artık önemli olmamaktadır. Bu nedenle onlara verilecek isimlerin artık eskisi gibi bir önemi, anlamı olmayacaktır. İşte bu yüzden, Atılgan'ın da severek okuduğu bir yazar olan Franz Kafka 'nın Dava ve Şato adlı romanlarında K. adlı bir karakter ya da Atılgan'ın romanında C. ve B. gibi karakterler olmasının nedeni aslında budur. Çünkü esas olan bilinçtir. Hadi bilinç kazısı yapalım!

Bilinç akışı türünü pek çoğunuz duymuşsunuzdur, William Faulkner , James Joyce , Virginia Woolf vb. yazarların pek sevdiği bir edebi tarzdır hatta. Peki neden bilinç akışı? Neden bilinç akıyor?

Fenomenolojide bilince gerçek görünen gerçektir. Husserl’e göre de nesneler, zihni ilişkiler ve edimler yoluyla nesneler olarak inşa edilmektedirler. E tamam işte. İnsan bilinci de bu nesnelerin gerçekliğini bizzat kuran değil midir? İnsan öznesi merkezleşirken deneyim dışında kalan veya bilince içkin olmayan her şeyin dışlanması, görmezlikten gelinmesi veya paranteze alınması, dış dünyanın yalnızca ama yalnızca bilincin içeriğine indirgenmesi C.'nin bu kadar hızlı kurguya sahip ve daldan dala atlayan bir hayata sahip olmasını, Zebercet'in otel resepsiyonunda işlerini görürken aklına sürekli başka şeyler gelmesini -ve Atılgan'ın da bunları inatla okuruna yansıtmasını- açıklamaz mı? Atılgan da zaten bu yüzden geçmişin romanına ve topluma karşı çıkmak istedi. Çünkü Yeni Roman türü de insanın zihinsel süreçlerini nesneleştirerek yansız bir biçimde anlatırdı. Atılgan'ın hiçbir zaman taraf tuttuğunu göremezdiniz.

Herkesin birbirine benzediği, herkesin çeşitli bıyıklara, topuklara ve boyalara sahip olmayı arzuladığı bu toplumda Atılgan neden sürekli bıyık, boya, topuklu ayakkabılar gibi leitmotifleri kullanmıştır diye sorabilirsiniz, bu en doğal hakkınızdır. Madem öyle, bir cevap çabası içerisinde bulunalım!

Oedipus kompleksine göre, erkek çocuk annesine duyduğu aşırı sevgi sonucunda babasının yerine geçme isteğini saplantılaştırır. C.'nin babasının Zehra Teyze ile yaşadığı ilişkiden dolayı baba iktidarına duyulan öfke ve babanın bıyıklarını buruması C.'de baba iktidarını eline alma ihtiyacını doğurur. C. için Zehra Teyze, annesinin yerine geçen ideal bir seksüel objedir. Zebercet için ortalıkçı kadın, annesinin yerine geçen ideal bir seksüel objedir. Selim için Esma, Maslow ihtiyaçlar hiyerarşisinin sevişme ihtiyacını karşılayan ideal bir seksüel objedir. Aslında doktorların genellikle nevrozların tam bir sebebini bulamamaları, yani sebebini bulamadıkları olaylara nevroz demeleri gibi Freudçu bakış açısına göre bu seksüel objeler belki birer nevrozdurlar?

İnsanların aynı tiplerde olmaları ve her durumda bunu korumaya çalışmaları C.‘yi yorar. Herkesin bıyıklı, boyalı ve topuklu görünüp birbirine benzeyen klonları andırması, toplumu ve bütünü reddetme ihtiyacını gerektirir. Tüm bunlar Kierkegaard'ın toplumdan uzaklaşmayı öğütleyen varoluşçuluğu gibi C.yi de toplumdan uzaklaştırıp kendisine yönelten şeylerdir.

C. sanki Nietzsche gibi davranır :
‘’Siz de ahlâkınız da tamamen saçmalık, tamamıyla şartlanmış, hiçbir iyi niyet barındırmayan davranışlar bunlar.’’ der Nietzsche. C. toplumun benimsediği tüm değerleri sahte ve gülünç bulduğu için yalnızdır. Ona göre bıyıklar, boyalar ve topuklar iyi niyet barındıran, içten gelen davranışlar değildir. Zaten bunu en başta kendisi bize söylemiştir:

"Onlar kalıplarının içinde rahat. Onlardan değilim ben." (s. 144)

Farklı bir soru olarak, neden Atılgan'ın kitaplarında bu kadar cinsellik ögesi var diye soracak olabilirsiniz, bu da en doğal hakkınızdır. Atılgan’a göre romandaki kişi, klâsik roman kahramanlarının toplumsal örnek oluşturmalarının aksine, psikolojik sorunları, yaşadıkları ve yaşamadıklarıyla, takıntılarıyla ele alınmalıydı romanda. Gezen, uyuyan, çişi gelen, aksıran, gaz çıkaran, cinsel dürtüleri olan Selim, C. ve Zebercet gibi kişiler yer almalıydı romanda. Ona göre kötü yazar, romanına yasak bölgeler koyan yazardı.

Biz de, yani Goodreads ahalisi olarak biz de, metropollerde yaşayan insanlarızdır. Biz de aylak adam ve aylak kadın olmak için çaba sarf edenlerizdir. Flaneur, aylak aylak kalabalıktan bağımsız gezen adam tiplemesidir. Fakat ne yazık ki toplum normları buna pek izin vermemiştir. Çünkü her gün sabah 8-akşam 5 işe gidip her gün toplumun kalıplarının içinde bir sıvının bulunduğu kabın şeklini alması gibi bir hayat yaşayınca, insan kendi bilincinden ve kendini tanıma sürecinden de uzaklaşırdı.

İşte biz de bütün bunlardan dolayı bu tür sitelerde kendi bilincimizi ve salt özümüzü arıyoruz aslında. Aynı C.'nin salt özünün bilinç olması, Zebercet'in salt özünün yalnızlık olması, Selim'in salt özünün erkeklik iktidarı olması gibi Dünya'nın da salt kitap özü Goodreads denebilir.

KAYNAKÇA:
* Aylak Adam , Yusuf Atılgan
* Anayurt Oteli , Yusuf Atılgan
* Canistan , Yusuf Atılgan
* Yusuf Atılgan'a Armağan , Kolektif
* Aylak Adam'dan Anayurt Oteli'ne, Berna Moran yazısı
* YUSUF ATILGAN: Aylak Adam ve Anayurt Oteli, Ömer Şentürk makalesi
* Aylak Adam ve Oedipus Sendromu, Ebuzer Çalışkan makalesi
Yusuf Atılgan'ın romanlarında kahraman tipolojisi, İrfan Murat Yıldırım dergi yazısı
* Aylak Adam ve Anayurt Oteli’ne Psikanalitik Yaklaşım: Atılgan’ın Oidipal Roman Kişileri Olarak C. ve Zebercet
* Yusuf Atılgan’ın Aylak Adam Romanı ve A…’dan C.’ya (A üç noktadan C noktaya) Roman kişisi, Ali Büyükaslan makalesi
* Aylak Adam ve Anayurt Oteli'nde Modernleşme ve Batılılaşmanın Sembolik Görünümü, Ensar Yılmaz ve Ayhan Şahin makalesi
* Yusuf Atılgan’ın Aylak Adam Kitabındaki Yabancılaşma İzlenimleri, Büşra Fidancı makalesi
* Canistan'da iktidarın hem bedeli hem ödülü olarak: Erkeklik, Pelin Aslan makalesi
* Yusuf Atılgan’ın Canistan Adlı Romanında Bir Anti-Kahraman: Selim, Zübeyde Şenderin yazısı
Profile Image for İntellecta.
199 reviews1,676 followers
November 8, 2018
Yazar toplumu, bireyi, İnsan ilişkilerini, menfaatleri, sosyal sorunları, yalnızlığı ve daha fazlasını en iyi şekilde gözlemlemiş ve okuruna yansıtmış.

"Neden bu kadar kötümsersin ?
-Sen neden değilsin? Çevrene bakmıyor musun? En mutlu görünenlerine bile."
Profile Image for Kaplumbağa Felsefecisi.
452 reviews70 followers
May 11, 2016
"-Ne oldu? Anlat..
-Otobüse yetişecektim..."

Sustu. Konuşmak gereksizdi. Bundan sonra kimseye ondan söz etmeyecekti. Biliyordu; anlamazlardı."


Aylak Adam, Tutunamayanlar, Dönüşüm, Yer altından notlar ve niceleri... Yasemin'in Yasemin olmasında çok çok büyük etken kitaplar. Şimdi okuduğum kitaplardan aldığım notların 2006 yılına geldiğimde, hayatımın nasıl şekillendiğini okumalarımın bunlar üzerindeki katkısını çok rahat görebiliyorum. Ne güzel kitaplar okumuş ve bir daha geri alamayacağım ama hep özleyeceğim doyuma ulaşmışım diyebiliyorum. Sonra bu kitapları okuyan erkeklerle ne çok mücadele ettiğim de geliyor aklıma. Yaşadıklarının ve yaşattıklarının sanki çok derin anlamları varmışçasına susmaları ve saçmalamaları... Benim de illa bir anlam aramak için çabalamam... Hatanın çoğu bende bu noktada. Aslında tamamen içi boş bir davranışla yüzleşmemin seneler alması gerekmiyordu ama ne yapabilirdim ki seneler geçti. Geçen bir feminist grubundaki yazışmada bir kadın hepimiz aynı adama aşık olmuşuz o zaman dedi, ne doğru... :) Pişmanlık değil de, umarım şimdiki nesil neyin içinde olduğunun daha çok farkındadır diyerek kapatayım konuyu :)


ilk okuma : 2005 Ocak

C., sıradanlığa, tekdüzeliğe, alışılmışın kolaycılığına hiç mi hiç katlanamıyor. Hem farklıyı, hem doğruyu arıyor. Çabasının boşuna olduğunun da farkında üstelik. Her şeye rağmen aramaya devam...
Profile Image for Rosa .
79 reviews44 followers
September 12, 2023
2.5
پرسه زن پیش از اون که قصه ی پرسه زدن فیزیکی شخصیت بلاتکلیف کتاب باشه، پرسه های ذهنی ه از هم گسیخته ایه که گاهی حس گیر افتادن توی ی گردباد رو میده، به هر سمتی کشیده شدن، پیچ و تاب خوردن، اما به پایان و معنا نرسیدن... فکر می‌کنم خود نویسنده هم وقت نگارش، دچار همین گیجی شده!🌪🫠
سوال های توی پرانتز در انتهای بیشتر جمله ها و سه نقطه های غیر قابل توضیح، پر از گیجی احساسی و سردرگمیه که واضح ترش میشه، نمونه ی کتابیه" حالم ملغمه ای از هر چیز..."!😵‍💫

کتاب پرسه زن، کمی خسته کننده و بی کشش بود اما هر از گاهی تیکه های دل انگیزه قشنگی هم پیشکش میکرد:

" آن ها که بر لب آب لنگر می اندازند، درست در آستانه: نه می‌توان گفت دل به دریا زده اند، نه می توان گفت هنوز از خشکی دل نکنده اند."
Profile Image for Sv.
323 reviews105 followers
Want to read
December 13, 2017
İkinci kez okumaya çalıştım ancak olmuyor. Bir türlü ilerleyemiyorum Aylak Adam'da, oysa Anayurt Oteli'ni kan revan içinde bırakmasına rağmen sayfaları yırtarcasına okumuştum. İkinci kez 'daha sonra tekrar denenecekler' kategorisine atıyorum Aylak Adam'ı. Umarım üçüncü sefer ruh halim uygunken elime alırım kitabı.
Profile Image for trestitia ⵊⵊⵊ deamorski.
1,442 reviews393 followers
January 2, 2022
ömrümün sonuna kadar, bu kitaptan önce de bekliyordum, bu kitaptan sonra da bekleyeceğim C.'yi.
ama ben B. değilim. C. olmaya çalışıyor ama onun gibi düşünüyorum ve "öteki" C.yi bekliyorum.

böyle bi şey yazıp bırakmışım. ne kadar ayıp. nys. aşağıdaki de pek farklı değil ama olsun.
______________________--

«Birden kaldırımdan taşan kalabalıkta onun da olabileceği aklıma geldi. İçimdeki sıkıntı eridi…»

Hayatımda genellikle hep psikolojisi, felsefesi bana yatkın romanları aldım. Bu kitabı elime alıp arka kapak yazısını okuduğum çok eski zamanlarda, delirmeyi ertelemek adına dost kitapevinde bel ağrısıyla dikilirken bana ‘aradığın benim’ diye bağırıyordu. Ve bugüne kadar bu kitabı sayısız kez açtım okudum.

«Neden ben de sizin gibi olamıyorum? Bir ben miyim düşünen? Bir ben miyim yalnız?»

Kitabı okuduktan sonra yalnızca aylak bir C.’nin B.’yi arayışı olarak düşünmekten ziyade, aslında bas bas bağıran bir felsefesi var: ‘Sevişen iki kişinin kurduğu toplum’ bunlardan biri. Veya Ku-Ya-Ra ve A-Da-Ko gibi.

«Görürsünüz adam olmayacak bu çocuk’ derdi. Konuşmazdım. Sevinirdim. Babam adamsa ben olmayacaktım.»

C.’nin topluma ve özellikle sevgi karşısındaki duruşu bugün ders kitaplarında işletilse %80 daha başarılı sonuç veren bir halk yaratırız.

«"Bütün bunlar üç oda, bir mutfak, iki çocuk düşü ile başlıyor. Sonra? Haydi bayanlar, baylar! Bu fırsatı kaçırmayın. Siz de girin, siz de görün. Üç perdelik dram. Birinci kısım: Dağlar dümdüz. İkinci kısım: Ne çok tepe! Üçüncü kısım: Ova batak. Bugünlük bu kadar baylar. İyi geceler. Yarın gene bekleriz."»

Aylak Adam’ın sevgi karşısındaki duruşu olmasa beni bu kadar sarsmazdı biliyorum. ‘Karakter’lere isim vermeyip yalnızca sesleniş için ona harf bağlaması, (kitap içinde de buna açıklık getirir; insan ismi kendi seçemez, ona yapışıktır ve onsuz yaşayamaz) aslında kişiyi sevginin, 2 kişilik toplumu oluşturan o sevginin bir karakter, bir şahıs yaptığını, aradığı O’nun, O'nu bütünlediğini size söyler. İşte bu sarsıyor.

Sevginin ve kişiliğin cismanileştiği çağda okuyun, okuyun, okuyun. Okuyun ki tamamlanma çırpınışınızın nasıl olması gerektiğini doğru sorgulayın.


«Sustu. Konuşmak gereksizdi. Bundan sonra kimseye ondan söz etmeyecekti. Biliyordu; anlamazlardı.»

'O'
sevgiyle
İ.
Profile Image for Zeynep Y.
49 reviews4 followers
February 4, 2014
"Birden kaldırımlardan taşan kalabalıkta onun da olabileceği aklıma geldi. İçimdeki sıkıntı eridi." 9
"önlerde bir yerde oturur, yanağı avcuna dayalı flmi seyreder, tam beni düşünmesini istediğim zaman beni düşünürdü." 9
"Ne kalabalık bir o yok sanki" 24
"Kuşkuluydu. Yalnız birbirlerine sarılıp gözlerini yumduklarında, çözümlenemeyecek bir sorunları kalmıyordu. İki haftadır birşey yitirmekten korkarmış gibi, sık sık sarılıyorlardı" 79
"Bu gece sanki kirpikleri daha uzundular" 79
"Gözlerini açtı. Kadın uzaklara bakıyordu. Yaşamanın güç olduğu bir dünyadan uzağa, çocuklukta tadılmış bir huzura kaçmak gerekti; hiç olmazsa bir güncük, yanında ona o tadılmış huzuru hatırlatan bu kadın varken" 142
"Dünyada hepimiz sallantılı, korkuluksuz bir köprüde yürür gibiyiz. Tutunacak bir şey olmadı mı insan yuvarlanır. Tramvaylardaki tutamaklar gibi. Uzanı tutunurlar. Kimi enginliğine tutunur; kimi müdürlüğüne; kimi işine, sanatına. Çocuklarına tutunanlar vardır. Herkes kendi tutamağının en iyi, en yüksek olduğuna inanır. Gülünçlüğünü fark etmez.Ben toplumdaki değerlerin ikiyüzlülüğünü, sahteliğini, gülünçlüğünü göreli beri, gülünç olmayan tek tutamağı arıyorum: Gerçek sevgiyi! Bir kadın. Birbirimize yeteceğimiz, benimle birlik düşünen, duyan, seven bir kadın." 148
Profile Image for Emilio Gonzalez.
185 reviews96 followers
September 1, 2022
Curioso e interesante personaje es el protagonista de esta novela, quien, en un estado de alienación absoluta deambula por las calles de Estambul siguiendo sus propias reglas de conducta; acaso un provocador que repudia a la masa y trata de escapar de cualquier tipo de convencionalismo y rutina. Él no está dispuesto a tener un trabajo, o a formar una familia; le quita por completo el valor al dinero y solo es capaz de regocijarse ante la belleza de un cuadro, de un libro, de una película vista en soledad en un cine cualquiera, o al sentarse en un café y ver a la gente en la calle interactuar entre sí como una masa vacía, a la vez que entre esa masa busca poder encontrar lo único en lo que él cree, que algún día va a aparecer “ella”, esa mujer que lo complete.
Estamos ante uno de esos personajes muy bien delineados y extraordinarios como pueden serlo aquel de “Viaje al fin de la noche”, “Hambre” o “El extranjero”, y acompañarlo en su deambular y en sus relaciones con los demás ha sido una grata experiencia.

Es un libro muy bien escrito que con sus frases cortas consigue el tono y el ritmo apropiado para contar una historia que transita entre la psicología y la filosofía. Para leer con tranquilidad y sin apuros.
Muy recomendable



“Es un problema de asideros. Uno debe tener donde agarrarse.
Es como si, en el mundo, todos fuéramos caminando por un puente movedizo y sin barandilla. Cuando uno no tiene donde aferrarse, sale rodando. Como los asideros del tranvía. Te estiras y te agarras. Unos se agarran a su riqueza, otros, a su puesto de director, otros, a su trabajo, a su arte. Los hay que se agarran a sus hijos. Todo el mundo cree que su asidero es el mejor, el más alto. No ven que es ridículo.”
Profile Image for Ebru.
95 reviews28 followers
June 30, 2016
Kitaptan notlar:
- Kocaman sinemalar yapılmalı. Bir gün dünyada yaşayanların tümünü sokmalı bunlara. İyi bir film görsünler. Sokağa hep birden çıksınlar…
- Yeter, diyordu. Korkuyorum. Anlatma. 'Korkuyorum," demişti. Sormadı. "Keşke hiç anlatmasaydım." Oysa daha anlatacağı ne çok şey vardı.
-Neden? Neden böylesiniz?” Olanla yetinerek, aramadan, düşünmeden yaşanılsın diye yaratılmış bir dünyada yalnızdı.
- Huzurunu yaşadığı günde bulamayan insana kurtuluş yoktu.

* Sakin kafayla okunması gereken bir kitap. Sen hiçbir şey düşünmeyeceksin, okumanın akışına bırakacaksın kendini. Bunu geç fark ettiğim için birinci bölümü iki defa okudum.
* İlk başlarda sıkıntı yaşadım ama 80. ile 90. sayfadan sonra toparladım kendimi o zamanda su gibi aktı kitap.
* Benim için ilk bölümde zaman,mekan ve karakter kargaşası vardı onu çözdükten sonra karakterin aylaklığının nereden çıktığını sordum. Bu yüzden kitabın en başına döndüm, aslında bütün olaylar çocukken yaşadığı ödipal çatışmaya dayanmaktaydı. Ve sonrası da zincirleme olarak ortaya çıkmıştı.
* Sıradan olmayan bir kitaptı diyebilirim :)

* Bol okumalı geceler :)
34 reviews
July 31, 2016
Okurların bir "en sevdiği kitabı" olamayacağını düşünürdüm hep. Onca güzel kitabın içinden seçmek imkansızdı benim için. Ama Aylak Adam bendeki o boşluğu doldurdu. En sevdiğin kitap hangisi diye soranlara Aylak Adam diyeceğim bundan sonra. Kalemine sağlık gönlü güzel yazar.
Profile Image for Münevver.
354 reviews23 followers
January 25, 2017
Yusuf Atılgan kafası diye bir şey olduğunu gördüm. O kafada olan bir insan bu kitaba bayılır. İkili ilişkilere ve insanların tektip yaşamlarına güzel ışık tutmasına rağmen o kafada olmadığımdan ötürü çok etkilemedi beni.
Profile Image for Fatoş.
5 reviews9 followers
February 12, 2013
"Çağımızda geçmiş yüzyılların bilmediği, kısa ömürlü bir yaratık yaşıyor. Sinemadan çıkmış insan. Gördüğü film ona bir şeyler yapmış. Salt çıkarını düşünen kişi değil. İnsanlarla barışık. Onun büyük işler yapacağı umulur. Ama beş-on dakikada ölüyor. Sokak sinemadan çıkmayanlarla dolu; asık yüzleri, kayıtsızlıkları, sinsi yürüyüşleriyle onu aralarına alıyorlar, eritiyorlar." (Yusuf Atılgan-Aylak Adam/1959)
Profile Image for Laurent De Maertelaer.
756 reviews151 followers
July 19, 2016
Om maar meteen met de literaire deur in huis te vallen: wat een leeservaring! Onze nieuwe literaire held is C., de onverstoorbare hoofdpersoon van 'De lanterfanter', de debuutroman uit 1959 van Orhan Pamuks idool Yusuf Atılgan, nu - de Heer zij geprezen - voor het eerst in het Nederlands vertaald.
C. heeft een nouvelle vague-cool over zich (hij deed me meer dan eens denken aan de ultieme flierefluiter Alexandre - Jean-Pierre Léaud - uit Eustaches 'La maman et la putain') en zet zich af van de maatschappij, zwerft door de straten van Istanbul, bezoekt bioscopen, restaurants, jaagt op onbereikbare vrouwen en soupeert zijn erfenis op ("Ik ben niet rijk, ik heb geld"). Hij vult zijn dagen als nietsnut ("het allermoeilijkste dat er is") en doet zijn uiterste best om de ondraaglijke lichtheid van het bestaan nog lichter te maken. Verschenen toen de Turkse samenleving op een keerpunt stond, wanneer ongeveer driekwart van de bevolking van het platteland naar de grootsteden verhuisde, is deze zinderende roman een klepper van een aanklacht tegen het maatschappelijk bestel, een krachtig pamflet tegen de burgerlijkheid en een kloek pleidooi voor de persoonlijke vrijheid. Technisch ook zeer sterk, modernisme ten top, vaak om de vingers bij af te likken: het gebruik van de monologue intérieur is zeer natuurlijk, en de passages in italics of ronde haken veelzeggend en efficiënt. Onwaarschijnlijk dat dit een debuut was: hopelijk worden de twee andere romans van Atılgan eveneens vertaald.
Meesterlijke roman.
Profile Image for Mustafa Şahin.
441 reviews105 followers
January 19, 2013
Okurken sizi kendisi gibi düşündüren bir karaktere sahip Aylak Adam ve bu yüzden de çarpıcı bir sonu sonu var. Herkesin okuması ve çevresindekilere okutması gereken bir kitap, beğenip beğenmemekse zaten zevk meselesi.
Profile Image for B. Han Varli.
150 reviews122 followers
December 2, 2017


tutamak sorunu dedim. dünyada hepimiz sallantılı, korkuluksuz bir köprüde yürür gibiyiz. tutunacak bir şey olmadı mı insan yuvarlanır. tramvaylardaki tutamaklar gibi. uzanır tutunurlar. kimi zenginliğine tutunur; kimi müdürlüğüne; kimi işine, sanatına. çocuklarına tutunanlar vardır. herkes kendi tutamağının en iyi, en yüksek olduğuna inanır. gülünçlüğünü fark etmez.

ben, toplumdaki değerlerin ikiyüzlülüğünü, sahteliğini, gülünçlüğünü göreli beri, gülünç olmayan tek tutamağı arıyorum: gerçek sevgiyi! bir kadın. birbirimize yeteceğimiz, benimle birlik düşünen, duyan, seven bir kadın!


kış, ilkyaz, yaz, güz isimli dört bölüme sahip; istanbul/beyoğlu güzellemeleri içeren; tembel değil, aylak olan bir yusuf atılgan kitabı...

fr

beni bu kadar beğenip beğenmediğime dair ikilemde bırakan başka bir yapıt yok.

okuyorum, harikulade! diyorum; okuyorum, ıssız adamlar azalarak bitsin artık diyorum.

keyifli mi? kesinlikle!

okunmalı mı? kesinlikle!

ama, işte, ama diyorum hala.

karakterimiz, bir süper kahraman. pardösüsünün -yazarken öğk oldum- yakasını kaldırıp kalabalığa karışan; gözüne kestirdiği kadını günlerce aynı yerde beklese de aynı zamanda bu tip duygusallıklara karşı olan bir anti-kahraman...

özgür, zengin değil paralı bir adam: çekinme, sen görmediğin zaman başkaları da seni görmez. yalnız ikimiz var burada.

ya da, uçkuruna teslim olmayan bir kadın avcısı: sıcaktı. yalnız bacaklarına dokunmuyordu. neden ona her gelişinde bacaklarını da getirirdi? hep böyle olurdu. onları okşama, sıkma isteğiyle avcu karıncalanmaya başladıkça bir kulağı yanardı. dokunamazdı.

bir yandan çok gerçekçi: sen hiç gerçekten sevişen iki kişinin evlendiklerini gördün mü? ben görmedim.

ama, işte, ama diyorum hala.
Profile Image for Ugur.
229 reviews209 followers
March 2, 2013
Belirli kalıpların içine girmeyi ısrarla reddeden, herkes gibi olma korkusu ile hayatına yön veren bir adamın, aylak adamın hikayesini anlatıyor bu kitap.

Kitapta ben J.D. Salinger'in Çavdar Tarlasında Çocuklar'ından ve Knut Hamsun'un Açlık kitabından bir şeyler buldum. Bu iki kitabı okurken zevk alanların seveceğini düşünüyorum.

Ana karakter okurken insana ne kadar garip ve farklı gelse de aslında zaman zaman her insanın aklına gelen düşünceleri yoğun bir şekilde dışa yansıtmakta. Tam da bu sebepten karakterin tavırları ve düşünceleri, bize itici gelmekte sanırım.

Okudukça karakterin düşüncesini ve hayat felsefesini nelerin etkilediğini görebilmekteyiz.

Kitabı okurken, sakin bir ortamda ve yavaş bir şekilde okumanızı tavsiye ederim. Anlatımı yoğun ve derin. Herkesin hayatında bir gün bile olsa "Aylak Adam" olarak yaşadığını düşünmekteyim.

In English

The story is about a man who did not want to be and think like everyone. He shapes his life with these fears.

I find similarities from J.D. Salinger's The Catcher in the Rye and Knut Hamsun's Hunger. If you've liked both these books, I believe you will like "Aylak Adam" too.

At first main character seems strange and different but in fact he is just reflecting our thoughts, which we think at one point of our lives, very intensely. And this reason makes us to hate main character.

While reading we learn what actions have shaped our main characters thoughts and his life philosophy.

I advice you to read this book in a silent place.
Profile Image for Soner Turgay.
99 reviews19 followers
January 6, 2019
Yahu meğer bizim de bir Camus'müz varmış ya...

C. gibi bir karakteri Sartre'ın ya da Camus'nun bir anlatısında görsem şaşırır mıyım? Hayır...
Çocukluğundan gelen baba travmasını içinde yaşayan, başka kadınların bacaklarına dokunamayan ama bir yandan depresif ve tedirgin öte yandan sevdiği kızı her gün oturup kapısında bekleyecek kadar tutkulu ve iştahlı... Çok karmaşık bir karakter C.

Öte yandan dört mevsime yayılan anlatım ve kurgu müthiş, sinemadan çıkıp kusan kızın yanından kahramanımızın teğet geçmesi ve anlık kararların hayatı nasıl etkilediğini mükemmel anlatan bir dil. Çok çabalayan ama bir yere varmayanlar kulübünün özellikle seveceği bir kitap bu...

İlk okumayı saymamalı, hızlıca bitirip gerçek tadına varmak için birkaç kez okumalı Aylak Adamı...
Fransa'nın Mersault'su varsa bizim de C.'miz var...
Profile Image for Suna.
66 reviews6 followers
April 2, 2019
Yazarın okuduğum üçüncü kitabı ve bana göre en iyisi.ilk başta ağır, sıkıcı bir okuma gibi geldi ama sonrasında Bay C.yi ve çevresindeki hafif puslu, karamsar ve aylak dünyasını çok sevdim.
Profile Image for Tuna Turan.
355 reviews50 followers
April 24, 2020
‘Birden kaldırımlardan taşan kalabalıkta onun da olabileceği aklıma geldi. İçimdeki sıkıntı eridi.’ diye başlayan kitap, ‘Sustu, konuşmak gereksizdi. Bundan sonra kimseye ondan söz etmeyecekti. Biliyordu, anlamazlardı.’ diye biten bir kitaptan söz ediyoruz.

Sanki kitabın ilk cümlesi ile son cümlesi kitabı tamamen özetliyordu. Kitaptaki Ç’nin büyük ihtimalle Yusuf Atılgan olduğunu düşündüm kitap boyunca. Kendi otobiyografik kitabını yazmış gibi. Kitapta altı çizilecek o kadar çok cümle var ki. Dili inanılmaz sade kullanıp ağdalı Türkçe sözcüklerden kaçınmış yazar.

Toplumun değerlerini kabul etmeyen, insanların yaşayış şekillerini, biraz da tepeden bakarak, fazla sıradan ve anlamsız bulan, zorunda olmadığı sürece insanlarla konuşmak istemeyen Ç, özleneceksin!
Profile Image for cansung.
68 reviews7 followers
October 2, 2019
"Tutamak sorunu dedim. Dünyada hepimiz sallantılı, korkuluksuz bir köprüde yürür gibiyiz. Tutunacak bir şey olmadı mı insan yuvarlanır. Tramvaylardaki tutamaklar gibi. Uzanır tutunurlar. Kimi zenginliğe tutunur; kimi müdürlüğüne; kimi işine, sanatına. Çocuklarına tutunanlar vardır. Herkes kendi tutamağının en iyi, en yüksek olduğuna inanır. Gülünçlüğünü fark etmez."

Tutamağı en iyi, en yüksek olan kimseler için tutamak arayan bir adamı, istismar edilmiş bir çocuğu anlamak, sevmek kolay olmayacaktır. İçinde hep bir şeylere "karşı" olan birini yaşatan tüm aylaklara selam etmiş, gözlerinden öpmüş Yusuf Atılgan. Huzur içinde uyusun.
Profile Image for Erkam Evlice.
34 reviews36 followers
January 25, 2015
Türk edebiyatında geçmişten günümüze böyle bohemlerin hikayeleri iyi prim yapmıştır. Tabuların ve tutuculuğun derya olup taştığı coğrafyanın, modern hayatın eril bireyleri silip süpürdüğü çağın en gizemli, en özenilen tiplemeleridir onlar. Atılgan'ın bu eserini dönemine göre samimi ve farklı buluyorum. Ancak zamanın ötesinde değil. Bu görüşüm, artık bu konseptin haddinden fazla sömürülüp, içinin boşaltılmasından kaynaklanıyor olabilir. Onu da harcıalemi ilginçle harmanlayıp yaratıcı olduğunu zanneden günümüz bestseller yazarları düşünsün.
Profile Image for Betul Pehlivanli.
374 reviews15 followers
December 26, 2019
Anayurt Oteli’nin ardından okuduğum ikinci kitabıydı.Anayurt Oteli’ne kıyasla yine bir nebze güzeldi ama,sanırım yazarla yıldızımız barışmayacak.Çoğunluğun sevdiği bu kitabı,ben sevemedim.Bir de kitabın yarısına kadar devam eden; kimin konuştuğu ile ilgili karmaşa eklenince,uzun süre kitabın içine girmekte zorlandım.Olmayınca olmuyor demek.
Profile Image for Damla.
26 reviews
July 14, 2012
Aylak Adam... Başlangıçta o kadar zordu ki bu adamı tanımaya çalışmak, aylaklığına alışmak. Kelimeler ve cümleler defalarca arka arkaya okununca anlam kazanıyordu ilk zamanlar. Ancak birkaç sayfa ilerledikten sonra alışmaya başladım bu farklı karaktere, onun yaşantısına, fikirlerine, davranışlarına. Sonrası mı? Sonrası, aylaklığın keyfiyle sayfaları değişik duygularla farkında olmadan hızlıca çevirmem ve kitaba 5 yıldızı düşünmeden vermemle sonuçlandı.




Kitaptan alıntılar:

'Olmuyordu. Artık dünyada ne sihirbaz vardı, ne de sihirli değneği kestikleri ağaç. En iyisi açıkça konuşmaktı.'



'-Yeter, diyordu. Korkuyorum. Anlatma.'
'"Korkuyorum," demişti. Sormadı. "Keşke hiç anlatmasaydım." Oysa daha anlatacağı ne çok şey vardı!'



'İnsanları yalan söyledikleri zaman dinlemeyi severim. Olmak istedikleri, olamadıkları "kişi"yi anlatırlar.'
Profile Image for Gokhan.
351 reviews2 followers
March 6, 2023
Kendince koyduğu mutluluk standartlarına ulaşmak için bolca kefaret ödeyen, ödeten, nesnelerin görünümünden ziyade onlara içkin olanla ilgilenen, ölçülü, ne istediğini bilen ve ona ulaşmak için gündüz vakti mum ışığıyla kalabalıklar içinde dolaşmayı göze almış, sıradanlaşmaktan korkan birinin, incelikli ve biraz da yaşadığı çocukluk travmalarıyla dengesizleşmiş fikir dünyasındaki düşünceleri okura olabildiğince ve gerektiği kadar küçük parçalara bölerek, yalın ve hilesiz şekilde anlatan roman.

Roman, bir yandan bazı entelektüellerin yaratımsız dünyasına bir gönderme niyetini taşır görünürken bir yandan da büyük şehirlerin kalabalığında giderek yalnızlaşan kayıtsız ve nevrotik insancıkların portresini çiziyor.
Profile Image for Huseyn Ahadzade.
47 reviews14 followers
March 13, 2016
Aylak adam... Hiç bir şeyi umursamayan bir adam... Yazar isim bile vermemiş. C diye hitap ediyor. Türk olduğumuzdanmı kaynaklanıyor bilmem ama klasik Türk edebiyatıdan okurken daha çok metnin içinde buluyoruz kendimizi... eserin bitmesini hiç istemiyoruz... Bazı yerlerinde güldüm, bazı yerlerinde acıdım, bazılarında kendimi gördüm. Okumanızı tavsiye ederim. İlk bölümde bayağı zorlanacaksınız ama ikinci bölüm akıp, gidecek.
Profile Image for Baris Ozyurt.
861 reviews32 followers
April 27, 2017
"Sustu. Konuşmak gereksizdi. Bundan sonra kimseye ondan söz etmeyecekti. Biliyordu; anlamazlardı."(s:155)
Profile Image for Seda.
37 reviews7 followers
September 27, 2018
Tam bir 20. yüzyıl romanı. İnsan ve toplum gerçeklerine realist ve çarpıcı bir yaklaşımı barındıran eserde herkesin aklından geçmiş, dile getirmiş veya getirmemiş olduğu, birçok mesele irdeneniyor. Hep bir arayış içinde olan baş karakter C. "tutunamayan" değil, tutunmak istemeyen biri. Herkesin içinde farklı şeyler bulacağı bir roman.
Profile Image for Tuğba.
128 reviews64 followers
December 5, 2023
- “Ne iş yaparsınız?”
- "İş yapmam ben; aylakım. Çalınmış para yerim.”

Komisyoncu bir babanın oğludur Aylak Adam. İş yapmaz, babasının parası ile geçinir. Annesi o daha bir yaşındayken vefat etmiş, babasından sevgi görmemiştir. Sevgiyi ve şefkati hissedebildiği tek yer, onu büyüten -annesinin kardeşi- Zehra teyzesidir. Sevgisizlik ve babasının kadınlara olan düşkünlüğü ilk çocukluk travmalarını oluşturur. Kitap okumayı seven, kültürlü biridir Aylak Adam. Toplumsal normların dışında (Albert Camus’un Meursault karakteri gibi), iç dünyasına hapsolmuş; farklı yaşayan, farklı düşünen, hissinde yalnız bir bireydir. Hayatı boyunca insanların kaçınılmaz ikiyüzlüğüne fazlasıyla şahit olmuştur. Bu yüzden onun önemsediği toplum, kendisi ve onu gerçekten seven bir kadından oluşan “iki kişilik toplumdur”. Bu yüzden de bir tutamak olarak gerçek sevgiye ulaşmaya çalışır.

Aylak Adam, Yusuf Atılgan’ın 1959 yılında yayımladığı; kentli, aylak bir birey olan C. karakteri üzerinden bugün hala geçerliliğini koruyan entelektüel sorunlara değindiği psikanalitik bir durum romanı. Oidipus kompleksi ve haz ilkesi, Lacan'ın gerçeklik kuramı, yabancılaşma, değer reddi, varoluşçuluk kitap boyunca izlerine rastlayabileceğiniz psikanalitik kuramlardan bazıları. Anlatım tekniği olarak mektup, günlük, iç diyalog, flashback, bilinç akışı gibi teknikler kullanılmış. Belli bir olay akışı söz konusu değil. Özellikle ilk iki bölümde kronolojik zamandan bağımsız olarak, C. karakterinin (aylak adam) bilinçaltı ve hafızasının derinliklerine iniyor, onun bilincindeki birbirinden bağımsız, kopuk kopuk geçişlerle olan biteni anlamaya çalışıyoruz. Bu kısım okumayı biraz zorlaştırıyor olsa da sonradan tüm parçalar yerli yerine oturuyor. Acele etmeden okuduğunuzda, kitabı bitirdikten sonra böylesine nitelikli bir okuma yapmış olmanın doyumsuz hazzını yaşıyorsunuz. Harika sosyolojik tespitler içeren; bunca zaman hakkında tezler, makaleler, kitaplar yazılmış, kimi yazarlara ilham olmuş bu eseri kendinize bir iyilik olarak mutlaka okumalısınız.

T.
Profile Image for Puya.
11 reviews9 followers
November 7, 2022
اولین کتابی بود که از ادبیات ترکیه خوندم و داستانش رو دوست داشتم
اوایل کتاب ترجمه یه جوری بود که گیج شده بودم ولی کم کم عادت کردم
ولی هنوز نمیدونم یه سری پرانتز و علامت سوال و تعجب توی متن واسه چی بود
نمیدونم نویسنده گذاشته بود یا مترجم
Profile Image for Sinem.
88 reviews10 followers
November 30, 2016
Ne hissedeceğimi dahi bilmiyorum. Lütfen bu kitabı okuyun.
Displaying 1 - 30 of 761 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.